Mümin Sarıkaya:
İnsan her dem yaralıdır
Arz etmez hâlini sırdır
Derdim yok diyen yalandır
Nice gönüller perişan
Geeflow:
Bak ademden itibaren günahkârdır insan
Huzur barış yokluk içinde ve hüsranlarsa bin kat
Esaret zincirini kırmak için hür kararlar imkân
Uçsun beyaz güvercinler olsun gül savaşta ikram
Yaşayalım ırk, din, mezhep ayrım etmeksizin
Saygı ve sevmek için bak bu paylaştığımız ekmek bizim
Aydınlıkta esmek için hiç bir kulu üzmeden
Duadır kalpte doğup dile koşup semada yükselen
Bizler düşmanlarınızın çocuklarıyız
Çıktığınız yolun hüsran yapılı yokuşlarıyız
Sustukça size sıra gelmesin diye konuşmalıyız
Zahmet olmadan rahmet olmaz yorulmalıyız
Döktüğümüz terden emek tohumları yeşerecek
Denize attığın iyilikler adalet terazisini dengeleyecek
Dikenler durduramadı bizi yürüdük yalın ayak bu yarım hayat, Track’te Geeflow ve Mümin Sarıkaya
Mümin Sarıkaya:
Ömür bir dilim zamandır
Yaprak misali hazandır
İnsana tövbe lâzımdır
Nice alimler perişan
Geeflow:
Okay
İnsan mezardan dönmez ama hatadan dönebilir
Ne söylediğini bilmeli ama her bildiğini söylememeli
Dilde tüy biter ve baklanın ıslanmadığını gördük
Ölmek için doğduk ve dirilmek için öldük
Göz perdesi alev aldı yandı beynin komplesi
Su yolundaki kalp testisini kırmadan hadi koş getir
Ve yol verin pişmanlıklar tövbekâra sol şerit
Kimi ayazlar magma kimi lavlar çok serin
Savaşsız bir dünya da yasamak için savaşmak
Çare bazen insanı öldüreni öldürerek yaşatmak
Var toprağı üstüme atacak küreğin saydığı şafak
Tabudum olacak tahtanın fidanlarına hasat
Zamanı oldu fesat zamanı kahkahanla kır beni
Dost düşmanınla fırt çekip senden ona sır verir
Onlar duvarları çorap gibi örsünler vız gelir
Engeller bize oyun parkı siz zeki biz zır deli
Mümin Sarıkaya:
Gün ağırır dünya uyanır
Yaradan rızkı dağıtır
Kimi harama uzanır
Nice şükürler perişan
İnsan her dem yaralıdır
Arz etmez hâlini sırdır
Derdim yok diyen yalandır
Nice gönüller perişan
Geeflow:
Bak ademden itibaren günahkârdır insan
Huzur barış yokluk içinde ve hüsranlarsa bin kat
Esaret zincirini kırmak için hür kararlar imkân
Uçsun beyaz güvercinler olsun gül savaşta ikram
Yaşayalım ırk, din, mezhep ayrım etmeksizin
Saygı ve sevmek için bak bu paylaştığımız ekmek bizim
Aydınlıkta esmek için hiç bir kulu üzmeden
Duadır kalpte doğup dile koşup semada yükselen
Bizler düşmanlarınızın çocuklarıyız
Çıktığınız yolun hüsran yapılı yokuşlarıyız
Sustukça size sıra gelmesin diye konuşmalıyız
Zahmet olmadan rahmet olmaz yorulmalıyız
Döktüğümüz terden emek tohumları yeşerecek
Denize attığın iyilikler adalet terazisini dengeleyecek
Dikenler durduramadı bizi yürüdük yalın ayak bu yarım hayat, Track’te Geeflow ve Mümin Sarıkaya
Mümin Sarıkaya:
Ömür bir dilim zamandır
Yaprak misali hazandır
İnsana tövbe lâzımdır
Nice alimler perişan
Geeflow:
Okay
İnsan mezardan dönmez ama hatadan dönebilir
Ne söylediğini bilmeli ama her bildiğini söylememeli
Dilde tüy biter ve baklanın ıslanmadığını gördük
Ölmek için doğduk ve dirilmek için öldük
Göz perdesi alev aldı yandı beynin komplesi
Su yolundaki kalp testisini kırmadan hadi koş getir
Ve yol verin pişmanlıklar tövbekâra sol şerit
Kimi ayazlar magma kimi lavlar çok serin
Savaşsız bir dünya da yasamak için savaşmak
Çare bazen insanı öldüreni öldürerek yaşatmak
Var toprağı üstüme atacak küreğin saydığı şafak
Tabudum olacak tahtanın fidanlarına hasat
Zamanı oldu fesat zamanı kahkahanla kır beni
Dost düşmanınla fırt çekip senden ona sır verir
Onlar duvarları çorap gibi örsünler vız gelir
Engeller bize oyun parkı siz zeki biz zır deli
Mümin Sarıkaya:
Gün ağırır dünya uyanır
Yaradan rızkı dağıtır
Kimi harama uzanır
Nice şükürler perişan